Yemek borusu, yaklaşık olarak 25 cm uzunluğunda ve 2 cm çapında olan, ağız yoluyla alınan besinlerin mideye iletilmesini sağlayan organdır. Yemek borusunun iç yüzeyi kaygan bir mukoza ile kaplıdır ve ağızdan alınan besinleri peristaltik hareketlerle mideye ulaştırır. Sindirim sisteminin bir parçası olmasına rağmen, sindirim işlevine doğrudan bir katkısı yoktur. Esas olarak besinlerin mideye iletilmesini ve hava yutulmasını önler. Yemek borusu genellikle soluk borusuyla karıştırılmaktadır. Ancak, bu iki organ birbirinden farklıdır; elimizle dışarıdan halkalı yapısını hissedebileceğimiz yapı soluk borusudur, yemek borusu ise bunun arkasında yer alır. Bu iki organı ayıran bir kapakçık bulunur ve ağızdan alınan besinlerin soluk borusuna kaçmasını engeller.

Yemek borusu kanamaları çeşitli nedenlere bağlı olarak gelişebilir. Erken teşhis, her hastalıkta olduğu gibi burada da çok önemlidir; zamanında müdahale edilmediğinde hayati tehlike yaratabilir. Kanamaların nedenini belirlemek için endoskopik inceleme, radyolojik işlemler ve biyopsi alınarak tanı konulabilir.

Yemek borusu kanamaları, aşağıdaki belirtilerle kendini gösterebilir:

Yemek borusu kanamasının tedavisi, kanamanın nedenine ve şiddetine bağlı olarak değişir. Tedavi seçenekleri şunları içerebilir:

Yemek borusu kanamaları ciddi ve potansiyel olarak hayatı tehdit eden durumlardır. Erken teşhis ve uygun tedavi ile bu kanamaların yönetimi mümkündür. Bu nedenle, yemek borusu kanaması belirtileri gösteren bireylerin derhal sağlık kuruluşlarına başvurmaları önemlidir.